30 Ekim 2008 Perşembe

Eski Karşıyaka Anıları

Amerika'daki plastik cerrah Karşıyakalı ağabeyimiz...Kemal Kamil...
 
Henüz her eve elektrik gelmemişti. Karanlıkta evlerde gaz lambası yakılırdı. Bakkaldan veya arabasındaki bidondan litreyle gaz alırdınız. Biz bakkal Hafiz'ın, Kemal Pasa caddesinin çifte fırınlara giden tarafındaki dükkanından alışveriş yapardık. Kalıpla alınan yeşil veya beyaz sabun,peynir,tahin helvası bazen gaz kokardı. Aleminyum ölçüyü ya gaz bidonuna daldırır veya çesmesini açıp şiseyi doldururdu. Gaz lambasinin altında camdan yapılmış kısmına bir kapağı acarak gaz konulur. Teneke bir kasnak ışığı yansıtan daire seklinde bir aynayı ve icabında duvara asmak, tutmak için sapı taşır. Fitil lambanın büyüklüğüne ve ışık gücüne göre eni değişen pamuktan yapılmış yassı bir dokumadır. Bir ucu gazi emer,diğer ucu kibritle veya çakmakla yakılır. Yine camdan yapılı, önce genişleyen sonra daralıp incelen, şise denilen kısım fitillikteki yerine oturtulur. Fitil ayarı, ışığı azaltır arttırır. Çok çıkmışsa, isli yanar ve cami sarımsı bir isle kirletir,veya camı çatlatırdı. Hergün temizlenip parlak ışık vermesi sağlanırdı. Söndürmek için önce fitil kısaltılır sonra üstünden üflenir. Bu taktik fitilden gelen yanık gaz kokusunu azaltır. Seyyar satıcılar gemici feneri veya karpit lambası yakardı. Çerez satan seyyar satıcılar, manavlar akşamları etrafı bu lambalarla aydınlatırdı. Iskeleden istasyona uzanan yol boyunca hava gazı lambaları vardı. Bunlari yakan söndüren bir görevli olurdu. İlk elektrik ampulleri elipsoid uzun şekilliydi. Sarımsı baygın bir ışığı vardı. Belli saatte elektrik verilir, kesilirdi. Ankara ve Istanbul radyolarindan sonra Izmir radyosu faaliyete gectiginde, devamlı elektrik almaya başladık. Bizim radyolar yayina gec baslardi. Erkenden görev için kalkan babam,ona kahvaltı hazırlayan annem,daha cok gaydalı Balkan muziği dinlerdi. Henüz Zeki Muren kadınları kızları güzel sesi ve usulüyle radyoya bağlamamıştı. Istasyon gazinosu aksam bes sularinda gramofondan Suzan Yakar Rutkay'in Maphusane çesmesi,yandan akıyor yandan, şarkısını defalarca çalardı. Gazel daha cok postahanenin karşısındaki meyhanelerde çalınırdı. Onların da üçbeş plaklık kolleksiyonu vardı. Bu plaklarda müzik az duyulur,gazelhanın sesi ve sözleri ön planda olurdu. Şimdi, Oynama şıkıdım şıkıdım devrindeyiz. Onların dediklerine aldırmayın. "Az zamanda cok ve buyuk isler basardik..."

Hiç yorum yok: